SİVAS’TA BEKLENEN KARAR


Sivas’ta Madımak Oteli’nde hayatını kaybeden 37 kişiyle ilgili dava zaman aşımı nedeniyle düştü. Hemen ardından bildiğimiz film yeniden oynamaya başladı, Başbakan açık sözlü: “Milletimize hayırlı olsun!..” dedi.

Böyle durumlarda “iyi polis”i oynayan Bülent Arınç karardan duyduğu üzüntüyü belirtti ve olayda ihmali bulunan kamu görevlilerinin yargılanabileceğini söyledi. Protestolar yapıldı ve bunlar daha da sürecek. Şunu sormak nedense kimsenin aklına gelmiyor: Kararın böyle olacağı yıllardan beri bilinmiyor muydu?

Hükümet ne yapacaksa göstererek yapıyor, karşısındakilerle resmen dalga geçiyor, ama bazı insanlar ve kuruluşlar bir türlü anlamıyorlar ya da anlamak istemiyorlar. Anlamak istemiyorsanız, anlamazsınız.

Sivas Madımak’la ilgili TBMM’ye kaç kere araştırma önergesi verildi, AKP’lilerin oylarıyla reddedildi. Maraş katliamının araştırılması istendi. Araştırıldı! Araştırma komisyonunda olayların bir numaralı faili olarak yargılanan kişi de yer aldı. Madımak davasında mahkeme tarafından aranan kişiler ülke dışına çıktılar, evlendiler ve serbestçe dolaştılar. Madımak Oteli restore edilip et lokantası yapıldı. Dalga geçmenin bundan iyisi de olmaz doğrusu. 

Tepkiler üzerine vazgeçildi ve yıllardır süren “Madımak müze olsun!..” tartışması başladı. Hükümetin düşünce ve anlayışının ne olduğunu anlamak için fazla akıllı olmak gerekmiyor, ancak Alevilerin önemli bir bölümü bunu bir türlü anlamak istemiyor. 

Aslında mesele CHP’de ve CHP türü muhalefette düğümleniyor. “Aman sakin olun, Meclis’e soru önergesi vereceğiz!..” diyorlar. Veriyorlar, ama sonuç yok. Azınlıktalar, nasıl sonuç olacak?

“Kültür Bakanı durumu protesto etti!..” diyorlar. Gerçekten de kaç kere Sivas ile ilgili protesto sesini yükseltti. O zaman bir şey mi oldu? Hayır, olmadı. Sadece bazı insanları uyutmak ya da gazını almak için kullanıldı, o kadar. Bülent Arınç da bu işi mükemmel yapıyor!

Tipik Alevi muhalefetinin ya da CHP türü muhalefetin yaptığı yapabileceği budur. Tamam, hukuki süreç henüz bitmemiştir, tepkiler vardır, ama yirmi yıl sonra gelinen yer de ortadadır. Daha iyisinin olacağı konusunda herhangi bir işaret de yoktur.

Almanya gibi parlamenter sistemin Türkiye ile karşılaştırılamayacak kadar daha iyi çalıştığı bir ülkede bile, parlamento dışı muhalefetin baskısı olmadan parlamentonun içinde fazla bir şey olmaz. Dilekçe verirsiniz, önerge verirsiniz, araştırma açılmasını istersiniz ve bunların hepsi parlamento komisyonlarının karanlık labirentlerinde kaybolup gider. İktidar istemiyorsa orada pek bir şey yapamazsınız.

Meclis’teki faaliyet parlamento dışı muhalefetin etkinliğiyle birlikte olursa, o zaman işler değişir. Böyle bir muhalefetin varlığını CHP istemez, Alevi örgütleri de CHP’ye rağmen yapamazlar.

Yine Almanya’dan örnek vereyim: Bu ülkede yaklaşık 800 bin Alevi yaşıyor. Farklı örgütlere bölünmüşler, aralarında ayrılıklar var, ama kimse Sivas Madımak davasının adaletli bir sonuca bağlanmasına, suçluların cezalandırılmasına karşı çıkmaz. Bu davanın bazı sanıklarının Almanya’da oldukları, bazılarının işyeri açtığı, bazılarının politik iltica aldığı biliniyor. Almanya’da bu kadar büyük kitleye sahip olduğunuz zaman o politik ilticaların hepsini geri aldırtırsınız ve üstelik de o kişileri tutuklatırsınız.

Bütün mesele imza toplamak, basın toplantısı yapmak gibi faaliyetlerin ötesine geçmektir. Kimseden yasaları çiğnemesini beklemiyorum, buna gerek de yok. Kendinizi dinletirsiniz ve ilgili makamları harekete de geçirirsiniz. Bütün mesele ısrar etmek, işin peşine düşmek, değişik biçimlerdeki protestoyu sonuç alınıncaya kadar sürdürmektir.

Yok, olmadı... Hükümet Madımak davasındaki karardan sonra utanmalıdır. Yargı utanmalıdır Peki ya Aleviler? Onların payına da biraz olsun utanmak düşmüyor mu?.. 


15 Mart 2012