MİT-MUHABARAT-MİHRAC URAL YİNE YALAN SÖYLÜYOR


Akıllı insan, rakibiniz bile olsa, uğraşılması kolaydır. İnsan bundan haz bile duyar. Aptalla ya da kendini akıllı sanan köylü kurnazıyla uğraşmak ise insana sıkıntı verir.

MİT-Muhabarat-Mihrac Ural’dan söz ediyorum. İnsan azıcık akıllı olur da hiç olmazsa yalan söylemesini bilir. Yok, bilmiyor.

Madem “işkencede her yanım parçalandı” diyorsun, şu gördüğün işkenceyi biraz anlat, demiştik. “Şalterli elektrik işkencesi” gibi kimsenin bilmediği ve olması da mümkün olmayan bir tür icat etmişti. Şimdi de benzeri bir olay karşısındayız.

Ben ne konuşuyorum, herif konuyu nereye çekmeye çalışıyor. Aptallığın özelliklerinden bir tanesi de, insanın kendisinden başka herkesi aptal zannetmesidir. 

1982 yılı Haziran ayında yapılan Birinci Leninist (aşağısı kurtarmıyor!) Konferans’a yazdığım ve seninle ilgili olarak ağır eleştiri ve suçlamalar içeren yazıyı yayınla, diyorum. Kalkıp başka bir zaman yazılmış bir mektuptan işine gelen yerleri alıntılayıp, sanki aynı şeymiş gibi yayınlıyor. 

I. Konferans’a daktilo ile yazılmış 10 sayfalık bir yazı gönderdim. Bu yazı ellerine geçti ve cevap olarak da 17 sayfalık bir küfürname geldi. Fena yakalandın aptal herif! 

Kendi ayağıyla düşmek diye buna deniliyor işte. 10 sayfalık yazıyı yayınla. Orada daha o zaman senin için neler söylemişim, onları yayınla. Cevabını da yayına koy tabii. Şu kenar mahalle ağzıyla yazdığın küfürlü cevabını. “Onlar yok!..” diyemezsin artık…

Bir başka yalan ise tam sunturlu cinsinden. 1-7 Mayıs tarihleri arasında genişletilmiş MK toplantısı yapılmış. O dönem örgütte MK yoktu ki, genişletilmişi olsun. Hayali bir organın toplantısı mı yapılmış, yoksa Mihrac Ural kendi kendine MK mı kurmuş. Hangisini yapmışsa yapmış, sonuçta beni hiç bağlamaz.

1981 yılı Ocak ayında 5 kişilik Politik Büro kurulmadı mı? Politik Büro üyeleri ben, sen, Ali, Salih ve Zafer değil miydi? MK diye bir şey yoktu, çünkü adam yoktu. O zamandan 1. Konferansa kadar da MK diye bir şey olmadı. 

Bu toplanan senin sallama merkez komiten olsa gerektir. Bu sallama MK, “MK tararıyla yurt dışına çıktım!..” dediğin MK’dır herhalde. Hapisten çıkar çıkmaz tabanları yağlayıp 12 Eylül’den bile önce Suriye’ye kaçan Mihrac Ural, o zaman olmayan MK’nın kararıyla yurt dışına gitmişmiş. Sallama MK’ya oradan alışmış anlaşılan…

Sen sallama MK’dan vazgeç de Konferans’a senin için gönderdiğim yazıyı yayınla soytarı. Daktilo ile yazılmış ve 10 sayfalık yazıyı. Yüreğin yetiyorsa tabii... 

Gelelim öteki taraflara. Ağustos 1982’de bu örgütten ayrıldım ve arkama bile bakmadım. Aradan 28 yıldan fazla zaman geçti. Bugün hangi durumlardayız?

Ben sosyalist hareket çapında bir isim durumundayım. Sen ise, devrimcilerin katili, Muhabarat ve ajan olarak biliniyorsun. İşte bu kadar!

Sen biraz olsun adam olsaydın, 2007’de, 25 yıl ya da çeyrek yüzyıl önce ayrılmış bir kişinin karşısında bu kadar zavallı duruma düşmezdin. Seni paspas gibi çiğnedim.

Sen biraz olsun adam olsaydın, 25 yıl önce ayrılmış ve geride kalanların ne düşündüğüyle de ilgilenmemiş birisine savaş açmak zorunda kalmazdın. Sen savaş açmasaydın, ben seninle uğraşmazdım. Neden uğraşacağım ki!

Acilciler’in genel sekreteriymiş. Ben yıllardan beri bütün sosyalist hareket içinde faaliyet gösteren biriyim. Sen ise, tıpkı öteki örgütler gibi, yüzde 90’ından fazlası dağılmış, her şeyle ilgisini kesmiş insanlardan medet umuyorsun. Onlardan bile medet bulamadın. Devrimcilerin katilini, Muhabarat’ı ve ajanı kim savunur…

Acilciler’den ve HDÖ’den ayakta kalmış olanlar ise sana zaten yüz vermediler. Üç yıl önce beni aralarına çağıran Acilciler-HDÖ’dür. Ben senin gibi yüzsüz bir soytarı değilim. Çağrılmadığım yere gitmem. Seni aralarına almadılar. O kadar numara yaptın, almadılar.

Sen biraz adam olsaydın, 25 yıl önce ayrılmış birisini kimse çağırmazdı. İşte bu kadar!

Seni paspas gibi ezdim. Karşımda sinek bile olmadığın ortaya çıktı. 

Devrimci hareketin tarihini yazan ciddi yerlerin tümünde Engin Erkiner, Acilciler’in üç kurucusundan birisi ve TDAS yazarı olarak kayıt edilmiştir. Sen inanır mısın, inanmaz mısın, umurumda bile değil…

Benim Acilciler’den önceki ve sonraki tarihlerim de büyük tarihlerdir. Sitedeki rakamlara inanmıyormuşsun. Tabii ki inanma. Sen inanacaksın da ne olacak, bir şey mi olacak!

Satırlarının arkasını, içindeki büyük aşağılık kompleksini okuyorum. Okumasını bilen herkes okuyor. Bu da yeter…

Sen “Acaba birkaç eski Acilci’den destek bulabilir miyim?..” diye çırpınıyorsun. Benim öyle bir derdim yok. Şu sitede 20 civarında insan yazı yazdı. Hiç öyle bir niyetim yok ama sadece bu insanlarla bile örgüt kursak, hem sayı hem de kalite olarak sana beş basar…

Korkma korkma, öyle bir niyetim yok. Çok kötü ezildin Mihrac. Zavallı adam. Kendi düşen ağlamazmış, ne yapalım. İyi ki böyle yaptın. Yoksa bu kadar ihanet, işbirlikçilik, ajanlık ve katillik nasıl ortaya çıkardı…

Eskiden kamyonların arkasında bir yazı vardı ve derdi ki: Yokuşta zorlama beni, düzde harcarım seni.

Zavallı Mihrac, yokuşta bile zorlayamadın…


30 Aralık 2010