ACİLCİLER VE ANKARA’DAN DOĞUŞ


1975 yılı Ankara ilişkilerini anlatmamışım. Bunu anlatmak, örgütün başlangıç dönemindeki ciddiyeti ve titizliği göstermek açısından önemlidir.

Önceden de sözünü etmiştim; ilk dönemin yönetici kadrosu dört kişiden oluşur: İlker, Yüksel, Necati ve ben. Yüksel dışında hepimiz aynı okuldandık, ODTÜ.

Hasan Basri de ODTÜ’lüdür. İlker ve ben Hasan Basri’yi tanırdık, ama Necati tanımazdı. İşi yoksa neden tanısın? Ben de Yusuf Ziya Güneş’i hiç tanımadım, ki o da aynı okuldanmış. İşim yoksa neden tanıyayım?

Burası Ankara, herkes herkesi tanımazdı. Ömür, İlker’i hiç görmedi. Rıza, Ömür ve başka yoldaşların okudukları Basın Yayın Yüksek Okulu’ndaki örgütlenme, Necati’ye bağlıydı. Bir de beni tanırlardı.

Rıza da İlker’i tanımazdı. En azından 15 Temmuz 1975’de ben kısa süreli olarak askere gidinceye kadar tanımazdı. Bir ay kadar sonra AYÖD’de Rıza ile Devrimci Gençlik taraftarları arasında kavga çıkar. Kapışma büyüme tehlikesi gösterir. Rıza, Ankara’dan bir süreliğine gönderilir. Bu arada İlker ile karşılaşmış olabilir, ama sanmıyorum.

Ağustos 1975’de TDAS bırakın yazılmayı, teksirle basılmıştır ve dağıtılmaktadır. Beylerderesi’nden sonra Genel Komite’ye iki yeni kişi alındı. Birisi artık Ankara’ya dönmüş olan Rıza idi ve Yüksel’i de ancak o zaman tanıdı.

Burası Ankara, herkesin birbirini tanıdığı bir yer değildi. Ben askerde iken Gülten Çayan grubu ya da yurtdışı grubu ile görüşen, onlara TDAS’ı veren İlker ile Necati’dir. (Ağustos 1975). 

Okudular, kendi aralarında konuştular, kabul ettiler ve birlikte çalışmaya karar verildi. Ben de, Yüksel de, bu grupla ancak bundan sonra tanıştık. Grubun varlığını ve ilişkimizin iyi olduğunu biliyorduk ama tanışmamız daha sonra oldu.

Bunları yazarken aklıma geldi: Hasan Basri’yi anlatacağım demiştim, değil mi? 

Hasan Basri’yi tanıyan ve yaşayan sadece ben varım. Kısa sürede anlatmam gerek... 


30 Aralık 2010