DOĞRUSU YİNE ŞAŞIRDIM
Bu kadar şey duydum, yine de duyduklarıma şaşırıyorum. 1982 sonrasındaki Acilciler ve onun yüce Genel Sekreteri Mihrac Ural inanılmaz bir adam. Bilimsel kitap yazamamış ama puştluğun kitabını yazmış. Bu da başarı sayılır...
“Yine neye şaşırdın?..” diye sorarsanız, Kongre’ye şaşırdım. Cemil Esat’ın Acilciler’in fahri başkanı seçildiği, üstelik de katılanların haberinin olmadan seçildiği, kongreden söz ediyoum. Kmse inkâr edemez. Boş kâğıdı imzalamışlar, kâğıdın üstü de “Cemil Esat’ın Acilciler’in fahri başkanı seçildiği” ifadesiyle doldurulmuş. İtiraz eden olursa, belgeli çalışan Mihrac Ural, ona hemen imzasını gösteriverir. “Resmen kandırıldık!..” gibi itirazları dinlemez yani.
Ek olarak neye şaşırdım derseniz. Kongre kararları ortada yok imiş. Gel de şaşırma şimdi!
Bir örgüt neden kongre yapar? Konuşup tartışmak, durumu değerlendirmek ve geleceğe yönelik kararlar almak için kongre yapar. Bu, bilinen doğrudur, ama 1982 sonrasındaki Muhabarat Acilcileri için bilinen doğrular geçerli değildir. Mihrac Ural’ın ayrı doğruları vardır. Boşuna, “adam puştluğun kitabını yazmış” demedim.
Normal örgütlerde bu kararlar yayınlanır. En azından önemli bölümü yayınlanır. Böylece örgüt üye ve sempatizanlarının yanı sıra başka örgütlerden kişiler de örgütün yönelimleri hakkında bilgi sahibi olurlar. Acilciler’in 1. Leninist Kongresi’nin kararları ise kaybolmuş!
“Kongre kararları kaybolur mu?..” demeyin, Mihrac Ural öyle diyorsa öyledir. Mihrac Ural’ın polis ifadesi de kaybolmamış mıydı? Kayıplara alışık olmanız gerekir. Mihrac Ural’ın işine gelmeyen yazı kaybolur. “Ama Kongre’ye katılanlar hangi kararların alındığını biliyorlar!..” diyeceksiniz. Evet, öyle ama kararlar yazılı olarak ortada yoklar, kaybedilmişler.
Mihrac Ural’ın, iddialarının aksine işkence görmediği, polisle anlaştığı yönünde de güçlü kanıtlar bulunuyor. İfadesini kaybetmesi kendisinin bu konudaki yalanlarının ve büyük foyasının ortaya çıkmasını engelleyemedi.
Önceki bir yazıda belirttim: Karar almak ayrıdır, kararı hayata geçirmek ayrıdır. Kongre’de Mihrac Ural’ın hiç işine gelmeyen kararlar alınmış ise, buna engel olamamış ise, yapacağı şey, kararların uygulanmasını engellemektir. Örneğin, Suriye’de Mihrac Ural ve eşi Malak Fadal üzerine kayıtlı örgüt mallarının tasfiye edilmesi kararı alınmış. Alınmış ama uygulanmamış. Alınan kararı uygulamaya zorlayacak bir mekanizma olmadan sadece karar almış olmak işe yaramaz.
Mihrac Ural, bütün gücünü Muhabarat’tan alır. Suriye’deki varlığının tasfiyesine karar vermek, adamı öldürmekten beter etmektir. Beni şaşırtan, böyle bir karar alındığını duyunca sevinen arkadaşlardır. Sevindirici bir karar, buna kuşku yok, ama siz Mihrac Ural adlı Muhabaratçıyı tanımamışsınız demek. Heriften her numara beklenir. Bunu da fazlasıyla görmüş bulunuyoruz...
19 Ocak 2012