MEHMET AĞAR ABİ, KURTAR BİZİ!..


İbrahim Şahin için tutuklama kararı çıkmış. Buna sevindim. Çok sayıda faili meçhulün arkasındaki kişi olan İbrahim Şahin’in layık olduğu cezaya çarptırılacağını hiç sanmıyorum. O da Mehmet Ağar gibi beş yılcık ceza alırsa şaşmam. Henüz ceza almamış ya da az ceza almış bu kişilerin kamuoyu vicdanında mahkum olmuş olmaları gerçekte atılmış olan en büyük adımdır. Hapis cezaları arkadan gelir veya gelmez ama kamuoyu vicdanında mahkum olmuş olmaları onlar için en azından şimdilik en büyük cezadır.

Ben bunlara değil de Mehmet Yavuz ile Hasan Balcı’ya üzülüyorum. Geçmişte birbiri hakkında ağır sözler yazan bu iki kardeş (Bkz. sitede diğer yazılar bölümünde yer alan 60 adet Hasan Balcı imzalı yazıya), yargılandıkları Adana Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nde ceza almamaları için umutlarını Mehmet Ağar’a bağlamışlardı. GÜN ELBET AĞAR’IR diye bekliyorlardı. Nitekim AĞAR’DI da. Şimdilik beş yılcık!.. 

Ötesi gelir umarım. Eksik bile kalsa doğruya doğru. CHP böyle bir uygulamayı asla yapamazdı, AKP hayli yetersiz de olsa yaptı. Hükümette biz olabilseydik çok daha iyisini yapardık. Sadece Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve benzerlerini değil, onların kanatları altına sığınmış Mehmet Yavuz ve yanındaki küçük ortağı Hasan Balcı için de gerekeni yapardık... 

Diyebilirsiniz ki, insanlar birbirlerine karşı “ortalık oğlanı” ve “cami duvarına işeyen köpek” gibi lafları yazdıktan sonra nasıl ortak olur? Olur efendim olur, bunlar olur...

Neyse biz işimize bakalım. Hasan Balcı kardeşimizin bana göndermiş olduğu iletilere şöyle bir baktım. 150 tane kadar var. Bana bir övgüler, bir övgüler ki, sormayın. Bunları geçelim, bu tür tiplerin övgüsüne hiç ihtiyacım olmadı.

İfadelerden anlaşıldığı kadarıyla polisin teknik takibi 2009 yılı başında başlıyor ve en az bir yıl sürüyor. Bunun daha öncesi ve daha sonrası da büyük ihtimalle vardır. Hasancığımın bana ve tabii ki Mihrac Ural’a da gönderdiği iletilerin ne kadarı bu teknik takibe takıldı, bilemiyorum. 

Ben yine de aradan bir seçme yapacağım. Öyle inciler var ki bu iletilerde, en azından okurun bilgisi olsun. Kendini neden bu hallere düşürdü, anlamam. İyi bir elemandı. Mihrac Ural’dan transfer ettik. Mihrac Ural’ın önde gelen bir elemanıydı ve bize transfer olduğunda da orasıyla bağını kesmedi. Olsun, iyi yönlendirdik ve işimize yaradı, iş yaptı. Doğruya doğru, iyi iş yaptırdığımızı inkâr etmek olmaz. 

Ardından garip bir şey oldu: “Abi bizim (TKP-B’yi kastediyor) içimiz polis doluydu” dediği eski örgütünde kendisini kimse ciddiye almadığı için orasını bıraktı. Acilciler’den kendisine politik gelecek aramaya kalktı. Bu aramayı Mihrac Ural ile anlaşarak yapmış olması kuvvetle muhtemeldir. Önünü hemen kestik... 

Kedi, kedi olduğundan beri ilk kez bir fare yakalamış, ama kendisini de aslan sanmaya başlamıştı. Bendeniz aynı zamanda aslan terbiyecisiyim. Kırbacı şaklatınca hemen tepki geldi: “Ben ceza alırsam eline bir şey mi geçecek puşt” diye bir mesaj yollamıştı. Korkusu belli oluyordu.

Senin ceza almanı filan istemem Hasan. Korkudan altına kaçırmış durumdasın, biliyorum, ama yine de senin ceza almanı istemem. Kendi düşen ağlamaz demişler, biliyorsun. Sana o kadar toleranslı davrandım, anlamadın. Mihrac Ural ile yaptığın gizli anlaşma uyarınca böyle yaptın sanırım. Bana da kıçına tekmeyi vurup göndermekten başka yol bırakmadın... 

Yine de bunu yumuşakça yapmaya çalıştım. Yine bana gönderdiğin bir iletide “beni kullandınız” diye bağırıyorsun. Ne diyeyim, adam olsaydın, kendini kullandırtmasaydın. Biz kimseye zorla bir şey yaptırmadık. Zorla bir şey yapmayı bırak, seni zor frenledik. Dışişleri Bakanlığı kanalıyla Lazkiye’deki yoldaşların mezarlarının ülkeye getirilmesi önerisi senindir. Hatırlıyorsun değil mi? Bu işin o kadar kolay olmadığını zor bela anlatabildik. Aslında sen de konuyu enine boyuna düşünmemiştin, aklına öyle gelivermişti işte... 

Olanlar Mihrac Ural’a oldu. Türkiye Sorumlusu bizim tarafa geçti. İkili oynuyordu, burası açık, ama bizden o kadar etkilendi ki, daha çok bizim tarafta oynadı. Bizim tarafın üzerine basarak kendisine politik gelecek kurmaya kalkınca da, “Haydi aslanım, yolun açık olsun!..” dedik.

Artık seni Mehmet Ağar mı kurtarır, Mihrac Ural mı, bilemem. Senin için yapabileceğim bir şey var ise, bana haber iletmekten çekinme. Ne denli sapmış olursa olsun eski elemanımızı ortada bırakmak içime sinmez. Eski eleman da biraz haddini bilmeli ama, öyle değil mi!.. 


11 Ekim 2011