BUNLAR NEDEN KORKUYOR, ANLAYAN VAR MI?
Bazı korkular vardır, nedeni yoktur. Nedeni olmayan korku, çok sürerse paranoyaya dönüşür. Ya da nedensiz gibi görünen korkunun bilmediğiniz bir nedeni vardır. Size korkmak anlamsız geliyordur, çünkü bilginiz eksiktir. Korkanların ise bilgisi eksik değildir ve sizin o bilmediğiniz bilgi nedeniyle korkmaktadırlar.
Acilciler adı verilen operasyonda gözaltına alınanlardan iki tanesinin ifadesinin yayınlanması nedeniyle ortaya çıkan korkudan söz ediyorum. Mehmet Yavuz çok korkmuş ve ha babam bu ifadeleri bize ulaştıranı arıyormuş. Hatta bulmuş. Ne olmuş yani bulmuş ise!..
Soru: Neden korkuyor bu adam? Neden korkuyor bu adam ve de onunla birlikte gözaltına alınan başka bazıları? İşkence görmediniz. Ben söylemiyorum, yayınladığımız polis ifadesinin altında böyle yazıyor. Yine de görmüş olabilir diyelim, ama kendisinin de böyle bir iddiası olmadı. Ne Mehmet Yavuz’un ve ne de gözaltına alınan ötekilerin işkence gördük diye bir iddiası olmadı. İfade vermemek hakları vardı ve bu hak polis tarafından kendilerine hatırlatılıyor. İfade vermek istiyorlar ve veriyorlar. Mehmet Yavuz’un ifadesi sırasında yanında avukatı bulunuyor. Gerektiği zaman ihtiyaç molası da verilen bir sorgu süreci yaşanıyor. Bu durumda sorgu ifadelerinin yayınlanmasından bu kadar çekinmek nedendir? Kendi iradenizle ifade vermişsiniz, zorlama yok, işkence yok. Aslında bu ifadeleri kendinizin yayınlaması gerekirdi, siz yapmayınca biz yaptık. Nedir bu korku?
Daha da ilginç bir husus var: Engin 34 yıl önce yakalandığında şöyle ifade vermişti diye bas bas bağıranlar, sıra avukatlarıyla birlikte ve hiçbir baskı görmeden verdikleri ifadenin yayınlanmasına gelince itiraz ediyorlar.
Nedenlerden birisini biliyoruz: Mehmet Yavuz, ifadesinde Mersin DYP üyesi olduğunu, 2006-2007 yıllarında bu partinin il başkan yardımcılığını yaptığını ve genel seçimde aday adayı olduğunu söylüyor. “Bir devrimci için bu durum utanç vericidir!..” demeyeceğim, çünkü bunu yapan devrimci olamaz. Mehmet Yavuz paniklemiş ve polisin gözünü korkutmak için bu bilgiyi vermiş. Polis, devrimci sandığı birisinin DYP üyesi olup olmadığını sormaz. Böyle bir soru aklına bile gelmez. Mehmet Yavuz avukatının da bulunduğu sorgu sırasında bu durumu açıklamış. İfadesi yayınlanınca da paniklemiş. Sanıyordu ki, DYP üyeliği gizli kalacaktı.
Başka şeyler de var: Mihrac Ural ile ticari işleri örneğin. “Mihrac Ural ile ticari ilişkin var diyen şerefsizdir!..” diye laf edilmişti bir zaman. Hangi “şerefli” etmişti bu lafı, biliyorsunuz. Arkasından öyle bir şey ortaya çıktı ki, DYP üyeliği, en azından benim gözümde, önemsizleşti. Mehmet Yavuz, Mehmet Ağar’dan aldığı pusula ile Emniyet Genel Müdürlüğü arşivine girdiğini açıkladı. Bunun öteki türlü ifadesi, “Ben, Mehmet Ağar’ın yakın adamıyım!..” demektir. Başka bir açıklaması da yoktur. Mehmet Ağar öyle herkese pusula verip de arşive girmesini sağlamaz.
Şimdi ben bunlara “acemi Ergenekoncular” dediğimde, haksız mıyım? Günün birinde Ergenekon soruşturmasında Mehmet Ağar’ın tam olarak üzerine gidilirse, sıra herhalde Mehmet Yavuz’a ve belki başkalarına da gelecektir. Mehmet Yavuz, Mihrac Ural’ın temel kadrosudur. Ben söylemiyorum, kendisi açıklamış. Mehmet Ağar’ın da yakın adamı. Bunun ötesindeki ilişkiyi kurmak zor olmasa gerek. Mehmet Yavuz, gerici bir partide Kürt halkı için çalışma yapmak amacıyla DYP’ye girmiş. Mihrac Ural böyle bir açıklama yapmış. Herkesi aptal yerine koyanın gerçekte kendisi aptaldır, denilir ya, doğrudur ve bu da son örneğidir.
Hadi yutmuş görünelim ve bir an için Mehmetçik Mehmet DYP’ye bunun için girdi diyelim. Mehmetçik Mehmet, Lenin’in yılmaz bir izleyicisidir ve gerici partilerde bilem çalışır. Haydi bu açıklamayı yuttuk diyelim ama sorun yine bitmiyor. Gerici partide çalışacak isen, en büyüğü AKP var. Kimin umurunda DYP! “Neden AKP yerine DYP’de çalışıyorsun?..” diye sormak abes olur. Bilmeyecek ne var, Mehmet Ağar var orada! Mehmet Abi, DYP’de, Mehmetçik Mehmet de orada. Peki bunlar daha neden korkuyorlar?
Meydana çıkacak olan çıktı: Mehmet Yavuz aktif DYP üyesi imiş. Halâ da öyle imiş. Korku sürdüğüne göre, mesele tam ortaya çıkmadı demektir. Avukatlarıyla birlikte ve herhangi bir baskı görmeden ifade verenlerin sakladıkları bir şeyler var. Yoksa neden korkuyorlar?
Bunlar MİT ile pazarlık yaptılar gibime geliyor. Bunun da ortaya çıkmasından korkuyor olabilirler. Ne pazarlığı yaptılar, ne gibi taahhütlere girdiler, bilmiyorum. MİT şöyle demiş olabilir örneğin: “Anlat aslanım anlat. Mihrac Ural adamımızdır, bunu bilmiyor musun? Haydi yorma bizi de anlat!..”
Benimki tahmin sadece, ama var bir şeyler, belli oluyor…
13 Aralık 2011