DİYALOG YOLUYLA GERÇEĞE ULAŞMAK


Antik çağ felsefesinde diyalogun özel yeri bulunur. İki kişi, karşılıklı konuşarak, gerçeği bulmaya çalışırlar. Birisinin söylediğini öteki olumsuzlar, ilki yanıt verir, öteki de yanıtı yanıtlar ve bu durum sonuca ulaşılıncaya kadar sürüp gider. Bazı konularda sonuca da ulaşılamaz. 

Diyalog yoluyla gerçeğin bulunması yöntemi özellikle Platon’da görülür. Platon’un 2400 yıldır eskimemiş olan ve halâ araştırmalara konu olan eseri Devlet’te, Sokrat ile Glaukon arasında geçen diyaloglar vardır. Burada, Sokrat gerçekte Platon’un kendisidir. Platon, Sokrat’ın öğrencisidir. Milattan önce 300 yıllarında kurduğu akademi, tarihteki ilk üniversite sayılır.

Biz de diyalog yoluyla gerçeği arasak mı dersiniz? Taraflardan birisi komiser muavini ve sanık ifadesi almakla görevli bir kişi olsun. Karşı tarafta ise Mehmet Yavuz bulunuyor. Diyalogu izleyelim: 

– Mehmet Bey merhaba…
– Merhaba…
– Doğrudan konuya girelim: Engin Erkiner’i tanır mısınız?
– Hayır!
– Yani, kendisiyle hiç karşılaşmadınız…
– İsim olarak eskiden beri bilirim ama karşılaşmadım. 
– Sizinle dolaylı herhangi bir bağı oldu mu?
– Nasıl yani?
– Örneğin, aynı davada yargılandınız mı, ya da bunun gibi bir bağlantı…
– Hayır, kendisiyle dolaylı bağlantım da olmadı.
– Uzaktan da olsa akrabalığınız var mı?
– Hayır!
– Ticari faaliyetlerinizde adı geçen şahıs ile dolaylı da olsa bağlantınız oldu mu?
– Hiçbir şekilde olmadı!
– Sonuç olarak, Engin Erkiner’i tanımadığınız gibi kendisiyle dolaylı olarak bile bağlantınız olmadı. Sadece isim olarak biliyorsunuz. 
– Evet!
– Peki Mehmet Bey, Engin Erkiner’e saldırmaya neden ihtiyaç duydunuz?
– Nasıl yani?
– 2008 yılından başlayarak blogunuzda Engin Erkiner hakkında değişik suçlamalar içeren yazılar bulunuyor. Tanımadığınız, dolaylı bile ilişkiniz bulunmayan, sadece adını duymuş olduğunuz bir kişiye saldırmak gereğini neden hissettiniz?
– Bu soruyu geçebilir miyiz?
– Geçebiliriz ama meselenin can alıcı noktası burada. Engin Erkiner’e saldırmanızı sizden Mihrac Ural mı istedi?
– Hayır, katiyen…
– O zaman neden saldırmak gereği duydunuz?
– Bilmiyorum, oldu işte…
– Mihrac Ural’ın size örgüt hiyerarşisi içinde verdiği direktifi yerine getirmiş olamaz mısınız?
– Hayır, yok böyle bir şey…
– O zaman dolaylı olarak bile ilişkim olmadı dediğiniz birisine saldırmak gereğini neden hissettiniz? Açıklamanız varsa anlatın, sizi dinliyorum…

Mehmet Yavuz’dan ses çıkmaz. Diyalog maalesef burada kesiliyor. Kesiliyor ama, bir örgütün varlığı da diyalog yoluyla ortaya çıkmış oluyor. Örgüt mü ne diyorlar, ondan varmış! Mehmet Yavuz da Mihrac Ural’ın temel kadrosu imiş.. Mihrac Ural böyle söylüyor! Ben onun yalancısıyım. İki de bir “örgüt bildirisi” yayınlıyormuş ve “yoldaşlar siyasi savunma yaptılar” diye yazıyormuş. Kamyoncular Derneği siyasi savunma yapmaz herhalde! Koskoca adam yani, yalan söyleyecek değil ya!

14 Ocak 2012