Bir iletiyi ve cevabımı iletiyorum.
"Engin abi,
Nebil'in, arkadaşının karısıyla yatacak birisi olmadığını söyleyen mailler alıyorum. Maili atan insanlar, onun (Nebil'in), yaşıtı ve ortaokul-lise-eğitim enstitüsü-örgüt ilişkileri gibi çok uzun yılları kapsayan arkadaşlıkları olan insanlar.
Bu insanlar, gerçekten öğrenmek isteniyorsa, bize de sorulabilirdi; neden böyle kişisel bir mantık yürütme yöntemiyle Nebil suçlanıyor diyorlar.
Biz diyorlar, ne Mihraç ruh hastasını tanırız, ne de Ali diye birisini tanıyoruz. Bu insanlar hakknda bir şey söylemek için, Nebil neden suçlanıyor diyorlar.
Kendileri bu olaya bulaşmak istemiyorlarmış, birbirleriyle mailleşerek bu düşüncelerini bana ilettiler. Ben de, kimse üzülmesin; bir yanlışlık varsa düzelsin diye size ileteyim diye düşündüm."
İletiye aşağıdaki cevabı yazdım:
"Herhangi bir insan için söz söylemek amacıyla Nebil'i kullanmıyorum. Hele de Mihrac için buna hiç gerek yok. Bu kişi hakkında fazlasıyla belirleme üstelik kanıtlanarak yapılmış durumda.
Ortada ciddi bir suçlama var. Bunu kadın söylüyor. Yüzleşmede söylüyor. Ek olarak Nebil'in vücut yapısını tarif ediyor. Bu konuda yazılanları sizler gibi ben de okudum.
Bu yüzleşmeye ve kanıta dayanan ciddi bir suçlamadır. Bunun karşısında insanın kendisini savunması gerekir. Suçlama düzmece de olabilir. Ama suçlamayı ciddiye almaz ya da susmakla yetinirseniz, bu suçlamayı kabullenmek durumuna düşersiniz.
Denilebilir ki, Nebil'in öldürülmesine karar verilmiş. Kendisini gerektiği gibi savunsaydı ve suçlamaları yanlış çıkarsaydı bile öldürülecekti.
Doğrudur, ama bu insanın kendisini savunmasını engellemez. Çünkü size çok ciddi bir suç yükleniyor. Susmamak gerekir. Söylediğim budur..."
31 Ocak 2009
