MİHRAC URAL YİNE FENA YAKALANDI


Vicdansız, ahlâksız!..” diyerek feryat ediyor Mihrac Ural. Gerekçesi, MSN konuşmalarının yayınlanması. “Bunlar yalandır” diyemiyor. Belgenin bundan alâsı mı olur! Bir şey diyemeyince, ne yapsın, konuyu başka tarafa çekmeye çalışıyor. 

Efendim, “bunlar özel yazışmalar imiş ve izinsiz yayınlanmaları doğru değilmiş”... 

Sen, kamu yararı diye bir şeyi hiç duymadın herhalde. Mesela, Suriye gibi bir çapulcu devletinde değil de başka bir kapitalist ülkede birisi büyük vergi kaçakçılığından yakalanırsa, onun ıcığını cıcığını ortaya dökerler. “Özel yazışma” falan dinlemezler. Kaçırdığı vergiyle ilgili ne varsa ortaya dökerler. Özel yazışmalarını da genel yazışmalarını da her şeyiyle ortaya dökerler. 

Neden? Çünkü kamu yararı bunu gerektirmektedir. 

Sen, Mihrac Ural, MSN yazışmalarında diyeceksin ki:
-  15 günde bir rapor veriyorum. (Muhabarat’a olsa gerek)
-  Büyük bir servetim var. Mallarını da neredeyse tek tek sayacaksın.
-  1978’deki çok garip operasyonla ilgili bugüne kadar hiç birimizin bilmediği bilgiler vereceksin.
-  Hüseyin Bin Hamadan’dan şeyhim diye söz edeceksin. Ve daha neler ve de neler... 

Ve biz bunları yayınlamayacağız, öyle mi...

Senin gibi “büyük önder” geçinen bir Muhabarat ajanının, polis işbirlikçisinin itiraflarını kendi ağzından yayınlamayacağız, öyle mi... 

Burada “kamu yararı” vardır. Buradaki kamu yararı, devrimci hareketin çıkarıdır. Bir hırsızı, bir Muhabarat elemanını, bir polis işbirlikçisini ortaya çıkarmak için, onun kendi ağzından itiraflarını yayınlamak için, bir de bunları yazandan izin mi alacaktık? Yazılanları inkâr edemiyorsun ve “bunu şöyle elde ettiler” şarkısını okuyorsun. Sana ne birader, nasıl elde ettiysek ettik... 

Yazılanlar yalan mı, değil! O halde... 

H. Şenol ile çetleşmenin tamamı elimizde bulunuyor. 51 sayfa… Okura senin seçme saçmalarının tümünü okutmak istemedik ve en önemli bölümleri seçtik. Bakarsın gün gelir, o seçme saçmalar da önem kazanırlar, onları da yayınlarız. 

Bekle daha, devamı geliyor... 

Söylediğin sözün, yazdığın yazının arkasında duramaman, senin karakterini yeterince sergiliyor. Adam olan, söylediğinin yazdığının yaptığının arkasında durur. Bak ben de internette çok kişiyle yazıştım. Yazmış olduğum her cümlenin arkasındayım. İstersen sahte isimlerle benimle yazışmak isteyenlerden al o iletileri ve yayınla... 

“Kimden almış, nasıl almış, benden izin almadılar” diyerek ağlaşmam...

Yazdığım her cümlenin arkasında dururum... 

Benim şeyhim de yok, örgüt parasını çalarak zengin olmam söz konusu da değil, sığındığım polis örgütü de yok. Zavallı adam!.. 

(Mihrac Ural’ın MSN itirafları www.thkp-c-acilciler.blogspot.com da yayınlandı.)

12 Ocak 2010