MİHRAC URAL - MEHMET YAVUZ : KİRLİ İLİŞKİLER


Mehmet Yavuz’dan hakkımda savcılığa şikâyet başvurusunda bulunduğuna dair haber gelmedi. Önceden de belirtmiş olduğum gibi, bekliyorum. Bu arada yazdığı her şikâyette, sızlanmada yeni bir açık veriyor ve Suriye gizli servisi Muhabarat ile çalıştığı bu sitede kendi ifadeleriyle kanıtlanmış bir kişiyle olan yakın bağlantısının hayli kuşkulu durumunu yeniden ortaya çıkarıyor. Benden “düşmanım” diye söz ediyor...

Mehmet Yavuz, seninle ben tanışmıyoruz, öyle değil mi? Herhangi bir davada birlikte de yargılanmadık. Ben nakliyatçılık da yapmıyorum. Yakın zamana kadar adını bile duymamıştım. O zaman ben senin nasıl “düşmanın” olabiliyorum? Tanımadığım birisine nasıl düşman olacağım? Aramızdaki mesele, senin, Mihrac Ural’ın emriyle bana saldırmanla başladı. Öyle değil mi?

Sen de beni tanımazsın. Hiçbir ortaklığımız olmamış. Üstelik sen “Kemalist”sin ben sosyalistim. Bu durumda sen bana neden saldırıyorsun? Sana birisi emir verdi, parmağıyla beni gösterdi, onun için saldırıyorsun. Mihrac Ural sana bu emri verirken başka neler verdi, onları da ben açıklıyorum. Senden hemen savcılığa hakkımda suç duyurusu yapmanı istiyorum. Tehdidin palavradan ibaret değilse, arkasında dur ve yap. Ondan sonra ben ne yapacağım? 

Mahkemeye gidildiğinde hakimden şunları isteyeceğim: 

Birincisi:  Mehmet Yavuz son iki yılda çok kere Suriye’ye gitmiştir. Pasaportundan ya da sınırdaki kayıtlardan bunların hepsi çıkarılabilir. Kendisi Suriye’de bu kadar sık bulunarak ne yaptığını açıklamak zorundadır. Lazkiye ve Bassit’te Mihrac Ural ile görüştün. Ben, gizli servis elemanı olduğunu bildiğim bir kişiyle defalarca görüşsem, hakkımda kimse iyi şeyler düşünmez herhalde... 

İkincisi:  Mihrac Ural ile çok sayıda telefon görüşmesi yapmış olmalısın. Bunların son bir yıllık bölümü de –ister sabit kanaldan ister uydu üzerinden olsun- telefon şirketlerinde kayıtlıdır. Mahkemeden bunların çıkarılmasını isteyeceğim. 

Üçüncüsü:  Aynı işlem internet görüşmeleri için de geçerlidir. İster uydu üzerinden ister telefon hattı üzerinden yapılsın, kayıtları vardır. Bunların çıkarılmasını isteyeceğim. Bunların arkasından senin yöneticisi olduğun nebil rahuma blogunda Mihrac Ural ile ilgili yazdıklarını, Mihrac Ural’ın kendi bloglarında seninle ilgili olarak yazdıklarını ortaya koyacağım. Bunların hepsi kaydedildi. Bu saatten sonra silmen de faydalı olmaz. 

Ve sana sorulacak: Muhabarat elemanı bu kişiyle bu kadar yoğun bağlantının arkasında ne yatıyor? Planladığınız ama hayata geçiremediğiniz ortak projeleri itiraf etmek zorunda kalacaksın. Başka, hepsi bu kadar mı?

Senin gibi bir “kemalist”in, Hatay’ın Suriye’ye bağlanması gerektiğini savunan ve bunun için Hatay Kurtuluş Örgütü’nü de kuran Mihrac Ural ile bu kadar yoğun ilişkisinin arkasında ne yatıyor? 

Mihrac Ural, Suriye yönetimine karşı olan Müslüman Kardeşler’e karşı silahlı eylem planlamış, bu örgütün önderlerine suikast düzenlemeye kalkmış bir kişi. Suriye devletiyle ilişkisi bu kadar derin yani. Kim söylüyor bunu? Paris’te Müslüman Kardeşler yöneticilerine karşı suikast için eyleme sokulmak istenilen ama reddeden Hasan Cabir. Şam’da Muhabarat merkezine götürülmüş, kendisine eğitim verilmiş. Silahlar İsviçre’deki Suriye temsilciliğinden sağlanmış ve Hasan, “ben bir devrimciyim, Suriye adına eyleme girmem” demiş. Paris’te Muhabarat tarafından kaçırılmış. Mihrac Ural’ın da bulunduğu bir yerde Muhabarat kendisine işkence yapmış. Bunları Hasan’ın kendisi bu sitedeki yazılarında anlattı. Bunları okumamış olamazsın. Daha ne anlatalım be birader... 

Ve sen bu kişiyle, Mihrac Ural ile yoğun ilişki içindesin. Bu durumda, benim yerimde kim olsa sana sorar: Mehmet Yavuz, Muhabarat ile ilişkin nedir, anlat bakalım?.. Bitmedi... 

Değişik yazılarında Mihrac Ural’ı savundun. Ben, Mihrac Ural’ın “belden aşağısına” vuruyormuşum. Mehmet Yavuz, Mihrac Ural’ı savunmak seni neden bu kadar ilgilendiriyor? Üstelik de hayatında hiç görmediğin bana karşı savunmak. Senin başka işin yok mu?..

Çıkar dünyası tabii. Ve de örgüt ortaklığı. Mihrac Ural’ın “belinin altı üstü” yoktur. Mihrac’ın her tarafı “bel” kategorisine girer. Örgüte ait gayrımenkullerin önemli bir bölümü karısının üzerine kayıtlı ise, elbette onun da fotoğrafını yayınlayacağız. Sana ne bundan? Bu konu seni neden bu kadar ilgilendiriyor? 

Mihrac Ural on tane devrimciyi öldürmüş. Muhabarat ile çalışıyor. Örgüt parasını zimmetine geçirerek zengin olmuş. Yaklaşık 10-15 milyon dolarlık serveti var. Bu servetin listesini çıkardık, bazı evlerinin fotoğraflarını yayınladık. Senin de iştahın kabardı tabii. “Bu servetten bana da pay düşer mi?” diye düşündün. Paracılık insanı bu yollara düşürüyor işte. Bunun ardından gelecek olan bellidir; kirli ilişkilerde sınır yoktur... 

Bizim yaptığımız durumu nakliyatçılara duyurmaktır. Dikkate alırlar veya almazlar. Ötesi bizi ilgilendirmez. “Bilmiyorduk” demenin imkânı böylece ortadan kalkıyor... 

Yukarıda ana hatlarını sıraladığım bilgileri içeren geniş dosyanı basına ve değişik kuruluşlara iletmek için sabırsızlıkla mahkemeye başvurmanı bekliyorum. 

13 Aralık 2009