Nihayet ortaya çıkardık. Evet, epeyce uğraştık ama herifi nihayet ortaya çıkardık.
Bu sitedeki yazıları okuyanlar bilirler. Mihrac Ural'ın Türkiye'de iken de polisle işbirliği içinde olduğundan kuşkulanıyordum.
Bu kişi daha 12 Eylül bile gelmeden apar topar ülkeden kaçıyor ve orada kendisini Muhaberat'ın kollarına atıyorsa, bu gelişme birdenbire ortaya çıkmış olamazdı. Mutlaka öncesi vardı.
Mirhac Ural'ın söylemine biraz olsun dikkat eden kişi hemen şüphelenir. İşin içinde Suriye muhaberat varsa, iyice şüphelenir.
Kendi kendine iki soru sorar:
Birincisi, neden bu herifi kendisinden başka öven yoktur?
Kendi kendisine methiyeler yazıyor. Bunu bazen sahte isimler kullanarak yapıyor.
Türkiye devrimci hareketinde azçok bilinen hiç kimse bırakın bu herifi övmeyi, Mihrac Ural hakkında iyi bir cümle bile söylemez. Demek kimsesi yok...
Çevresindeki birkaç ne olduğu belirsiz tipten başta kimsesi yok.
İkinci soru, bu herifin tek propaganda dayanağı var. Ser verdim sır vermedim, poliste acayip direndim, diyor.
Kim diyor, kendisi. Başkası yok! Peki niye yok?
Bu herif Ankara'da yakalandı. Kendi iddiasına göre ağır işkence gördü. Ama bunu kendisinden başka kimse onaylamıyor.
Bilinir, poliste ağır işkence gören devrimciler, o sırada Şubede bulunan ve değişik örgütlere mensup devrimciler tarafından görülürler ya da durumları duyulur.
Mihrac Ural ile ilgili hiç bir şey duyulmadı.
Sadece kendi kendisini övüyor, o kadar...
Bu herifin tek başına yakalanmadığını da biliyoruz.
Bununla birlikte yakalananlar ne diyorlardı acaba?
Nihayet Antakya'nın önde gelen isimlerinden ve Mihrac Ural ile birlikte yakalanan Mustafa Burgaz biraz olsun bilgi vermiş.
Verilen bilgiden anladığımız, Mustafa Burgaz'ın poliste direndiği, Mihrac Ural'ın ise direnmek bir yana, direnenlere polisin suçlamalarını kabul ettirmek için ısrar ettiğidir.
Durum yeterince açıktır. Mustafa Burgaz'ın verdiği bilgi, daha önce Erkan Ulaşan'ın verdiği bilgi ile örtüşüyor.
Nebil Rahuma, Erkan'a kendisini Mihrac'ın yakalattığını söylemiş.
Birincisi Mart 1978'de, ikincisi Nebil hapisten kaçtıktan sonra...
Mihrac Ural, polisle anlaşıyor. Bu anlaşma, kapsamlı bir anlaşma...
Zira polis, bu anlaşma uyarınca Mihrac Ural'ın polis ifadesini düzenliyor. Nebil'in yakalattırılması ifadede yer almıyor. Gözaltında iken verdiği bilgiler de ifade tutanağına yazılmıyor.
Direnmek mi? Ne direnmesi? Mihrac Ural polisle anlaşmıştır.
Bu nedenle kendisine sadece itirafçı denilemez.
Mihrac Ural itirafçı bir haindir. Polise verdiği bilgiyi örgütüne vermiyor.
Polisle işbirliği, gözaltı sona erdikten sonra da sürüyor.
Polisle işbirliği, gözaltı sona erdikten sonra da sürüyor.
Önceki bir yazıda saydığım özelliklerine; Suriye ajanı, devrimci katili (devrimci kelimesi çoğuldur), polis işbirlikçisi, ölü tüccarı, özelliklerine itirafçı hain eklemesini de yapmak gerekiyor.
Bu herif Suriye'den hiçbir yere gidemez.
Türkiye'ye gelecekmiş!..
Öyle hava atıyormuş. Gelsin bakalım, bekleyenleri az değil...
Öyle hava atıyormuş. Gelsin bakalım, bekleyenleri az değil...
15 Mayıs 2009