HAİN VE SOYTARI

Mihrac Ural sadece hain değil, gerçekten soytarı. Panikleyince iyice şaşırdı. 

“Nebil Rahuma” sitesinde Erkan arkadaş, Mihrac tarafından yazıldığı ifade biçiminden belli olan hayali bir şahsın suçlamalarına cevap vermiş. 

Mihrac efendi bir bölümde şunları söylemiş: 

Ve "12 Haziran 1978’de yani kaçışından bir ay sonra bir daha yakalanan Nebil yoldaş ikinci kaçışında (25 Aralık 1978) ilk işi Konya cezaevinde bulunan Mihrac Ural’ın yanına görevlerini bilmek için gitti; aranan bir devrimcinin cezaevi nizamiye kapısından geçmesinin riskini herkes bilir. Nebil bu riski, yoldaşını görmek ve görev almak için göze almıştır. Bu bile tüm çirkin ve karanlık niyetlerinize bir Osmanlı tokadıdır. Siz sadece derin devletin kuklalarısınız o kadar. Kurgularınız, yalanlarınız tutmuyor, iki cambaz aynı anda yerlere seriliyorsunuz." 

Erkan kendi gerekçeleriyle böyle bir ziyaretin mümkün olamayacağını açıklıyor. 

Ama benim açıklamam daha feci olacak... 

Zira, Mihrac efendi panik içinde unutmuş... 

O tarihte Konya cezaevinde ben de vardım. Ben, Mihrac ve Ali birlikte idik. 

Mihrac bu cezaevinde hiç bir zaman tek olarak kalmadı. Üçümüz bu cezaevine önce Isparta’dan Bolvadin'den birlikte geldik (1978 Eylül). Daha sonra, 1979 baharında ayrı ayrı cezaevlerine sürüldük. Ali Afyon'a, Mihrac Denizli'ye, ben Aydın'a... 

Nebil'in Konya'da ziyarete geldiğini hiç hatırlamıyorum. Siyasi koğuşunun tek görüş mazgalı vardı. Geleni herkes görürdü. 

Yahu insan birazcık akıllıca yalan söyler... 

Bu kadar da olmaz ki... 

Anlaşılan, polis işbirlikçisi hain fena paniklemiş... 

Yukarıdaki süslü ifadeye bakın! Okuyan da bir şey söylüyor zanneder... 

Sadece polis işbirlikçisi bir hain değil, aynı zamanda SOYTARI... 

14 Mart 2009