Senin MSN yazışmalarından servetini tahmini olarak ortaya çıkardık. O yazışmalara yalan diyemiyorsun. Fotoğrafların var. Urubacılarla (Suriye Arap milliyetçileriyle) fotoğrafların var. Kendini “yeni Uruba kuşağı” olarak tanımlıyorsun. Sana Arap milliyetçisi demek için başka kanıt gerekmiyor.
Servetin konusuna gelince: Kendine jip almadın mı, Mihrac efendi?
Gerekçen de pek hoş. Yoldaşların “Mercedes’in artık eskidi, sana jip yakışır!..” demişler. Sen de bunun üzerine jip almışsın.
Oğluna da jip almadın mı, Mihrac efendi? Bassit’teki yazlığının fotoğrafını basmadık mı Mihrac efendi? Şam ve Lazkiye’de kaç tane evin olduğunu yaklaşık olarak belirlemedik mi? Bunun dışında kiremit ticareti işine girip nasıl zarar ettiğini de açıklamadık mı? Servetinle ilgili başka bilgiler de verdik. İsteyen ilgili yazıları açıp okuyabilir.
Ve sorduk: Bu para nereden geldi Mihrac Ural? Nereden buldun bu parayı? Suriye gibi çapulcu devletinde değil de normal bir devlette olsaydın, maliye tepene biner ve bu servetin kaynağını açıklamanı isterdi. Efendim, bu para örgüte aitmiş!..
Sevsinler seni. Bu örgüt 22 yıldır tarihe karışmış durumda. Ama senin örgüt parasının üzerine oturabilmen için varmış gibi gösterilmesi gerekiyor.
Ve bir soru daha: Kimlerin üzerinde bu mallar?
Mihrac Ural, Malak Fadal, oğulları Zeki ve Bedrettin Mahir’in…
Burada Acilciler diye bir örgüt yok, Ural adlı bir hırsızlık örgütü var. Çok sayıda insanımız yıllarca hapishanede kaldı. İçlerinde Mihrac Ural’dan kendilerine para gelmiş bir kişi varsa elini kaldırsın! Acilciler’in kanlarından ve acılarından kendine servet yaptın Mihrac Ural…
Somut suçlamalarımız karşısında o kadar şaşırmışsın ki, beni 27 yıllık TKEP’li olmakla itham ediyorsun. TKEP, on yıldan fazla zaman önce tarihe karıştı. Devrimcilik ile biraz ilgisi olan herkes de bunu bilir. Sen bilmiyorsan bu senin sorunun. TKEP, kendisini oluşturan koşullar artık ortadan kalkmış olduğu için varlığına son verdi. TKEP’te senin gibi bir hırsız ve namussuz bulunmadığı için, artık bulunmayan örgütü de varmış gibi göstermeye kalkan çıkmadı.
Mihrac Ural’ın servetini nasıl hesapladık: MSN yazışmalarında Lazkiye’de kumarhane kurma düşünceni ifade ediyordun ve “birkaç milyon dolarlık masrafı kredi almadan kendi kaynaklarımla karşılayabilirim” diyordun. Bunu söyleyenin, birkaç milyon doların en az birkaç katı serveti var demektir. Gerçi sen, Hüseyin Şenol ile çetleşmende “servetim 100 milyon dolar” diyorsun ama palavracılığını bildiğimiz için buna inanmadık.
Görüldüğü üzere, milyon dolardan sen söz ediyorsun. Bu nedenle, senin gül hatırın için Euro kullanmadık. Senin kullandığın para birimini aynen kullandık. İyice sıkıştın, kaçamıyorsun…
Mihrac Ural’da yalan çok. Bir yalan olmazsa ötekini uydurur. Efendim biz örgütün parasından pay istiyormuşuz! Nerede söylemişiz bunu? Kaynak yok...
Eh, hırsızın kafası ancak bu kadar çalışır. Kendisi hırsız ya, herkesi de öyle zanneder. Biz, bu para, senin örgütten çaldığın para, devrimci harekete aittir, dedik. Bir kere daha diyoruz. Bu para öncelikle hapishanelerde bulunan ve kötü sağlık durumları nedeniyle her gün ölüme biraz daha yaklaşanların tedavisi için harcanmalıdır, diyoruz. Anladın mı hırsız efendi...
1978’de MİT işbirlikçisi, sonra Muhabaratçı, on devrimcinin katili, hırsız. Ne becerikli adammış, değil mi!..
9 Şubat 2010