MİHRAC URAL VE MUHABARAT


“Bu konu artık eskimedi mi?..” diye sorabilirsiniz. Bir yerde haklısınız. Mihrac Ural’ın 30 yıldır Muhabarat ile çalıştığını artık bilmeyen kalmadı. Devrimci harekette Mihrac Ural denildi mi, akla ilk gelen kelime Muhabarat’tır. 

1,5 yıl kadar önce ise durum bu kadar açık değildi. Suriye’de bir dönem yaşamak zorunda kalmış Türkiyeli devrimciler Mihrac Ural’ın Muhabarat olduğunu bilirlerdi. Durum o kadar açıktı yani. Son 1,5 yıldır ise konu iyice yayıldı ve yeni kanıtlar bulundu: Mihrac Ural’ın Suriye devletinde etkili olan isimlerle olan fotoğraflarını, Uruba Hareketi denilen Arap milliyetçisi hareketin “genç kuşağı” olduğunu bu sitede yayınladık. Ek olarak cevapsız sorular da çoğaldı. 

Mesela Suriye’de öldürülen insanlar var. Müntecep Kesici, planlı bir provokasyon sonucu değil de, “kaza” sonucu öldürülmüş. Yalan, burası son olarak Sacit Kumlu’nun şahitliğiyle bir kere daha belli oldu da, bunun üzerine gelen bir de soru var: Müntecep Kesici’yi öldüren adama ne oldu? 
Ne olduğunu biliyoruz. Ne hapis yattı, ne de tutuklandı. Siz başka bir ülkede kazara bile olsa birisini öldürün bakalım, neler olur. Suriye’de olmaz. Sadece buradan bile Muhabarat’ı anlamak zor değildir. 

Bu yazı ile H. Şenol’un ilettiği Mihrac Ural’ın msn’inden bölümler yayınlamaya başlıyorum. Şimdilik düşündüğüm üç konu var, bu nedenle üç yazı olacak. 

Önce aşağıdaki bölümü birlikte okuyalım: 

« 05.08.2008  20:03:53  mihrac ural  ŞENOL  birisi 26 yıldır örgütten uzak olmasına rağmen bir örgüte kara çalıyor ve o örgütün sorumlu insanlarına araptır diye, alevidir diye bilmen hangi muhabarıtın adamı diye suçlama yapıyorsa durup düşünmek gerek 
mihrac ural  ŞENOL  diyeceğim oku. şu an seninle bundan önce ve sonra yaptığım tüm yazışmaları istediğin yerde ve istediğin biçimde aleni olarak kullanabileceğini söyleyim » 

Önce tarihe dikkat… Ağustos 2008 ya da bu site yayına başladıktan yaklaşık bir ay sonra… Ne diyor Mihrac Ural: “Ben Aleviyim, Arabım diye bana Muhabarat diyor”… Sevsinler seni… Bu Engin amcası da çok insafsızmış canım… Hiç adama Alevi ve Arap diye Muhabarat denilir mi? 

Gerçi Suriye açısından çok yanlış bir belirleme de değil. Suriye’de Aleviler azınlıktadır ve Sünniler üzerinde büyük bir baskı kurmuşlardır. Bu baskı bazen katliama kadar gider. (1981’de 40 bin Sünninin öldürüldüğü Hama katliamı gibi). 

Suriye Alevilerinin önemli bölümü Muhabarattır. Eh, Sünniden ancak istisnai durumlarda Muhabarat’a eleman alacaklarına göre, geriye Aleviler kalıyor. 

Suriye Alevileri, Alevilikle ilgili yazımda da belirttiği gibi (maşallah yani, 600’den fazla kişi okumuş) ezen Alevilerdir, Anadolu Alevileriyle ilgileri yoktur. 

Mihrac Ural bunları 1,5 yıl önce yazmış. MSN’deki ifadesi biraz ürkek. Sanki başına neler geleceğini anlamış gibi. Bu yazışmalarda ben ve Adil varız sadece… Başkası bulunmuyor. İbrahim Yalçın henüz bu sitede yazmadığı için “MİT ajanı” ilan edilmemiş. Haydar Yılmaz’ın “dokunulmazlığı” ise henüz kaldırılmamış. 

Mihrac Ural Alevi ve Arap mıdır? Evet ama hangisi? Arap diye bir ulus yok. Hangi Arap? Suriye Arabı mı, Suudi mi, Ürdün Arabı mı, Filistinli mi, Kuveytli mi, yoksa başka bir yerden mi? 

Tıpkı genel olarak Türkün olmadığı gibi. Özbek, Kırgız, Azeri, Kazak gerçekte Türk değildir. Kendini de kendi adıyla tanımlar. 

Değişik ülkelerden Arapların kendilerini Arap olarak tanımlamaları bunların hiç de aynı ulustan olduğunu göstermez. Ortak dilden ulus doğsaydı, ABD, İngiltere ve Kanada hepsi bir ulus olurdu. 

Mihrac Ural bir Suriye Arabıdır. 54 yıllık ömrünün son 30 yılı Suriye’de geçmiştir. Suriye Muhabarat’ında faaliyet göstermektedir. 

Hangi Alevi? Mihrac Ural Suriye Alevisidir. 

Büyüğü –neydi şu adamın adı, Hüseyin bin Hamadan mı– bu kişidir. Hacı Bektaş Veli değildir. Anadolu Alevisi gibi ezilen değildir. Suriye Alevisi gibi ezen Alevidir. 

Ucuz genellemelerle durumu kurtaracağını sanıyor. 1,5 yıl önce bu günlerin de geleceğini hiç düşünmemiştin değil mi Mihrac Ural? “Tüm yazışmalarımı istediğin gibi kullan” diyorsun, sonra da yazışmaların yayınlanınca kızıyorsun. Bu günlere de gelineceğini hiç düşünmemiştin değil mi? Seni gibi beni bilmez, seni gidi bizi bilmez… 

Bekle daha da geliyor… 

4 Mart 2010