Reyhanlı katliamıyla ilgili iddianamenin hazır olduğu değişik gazetelerde haber olarak yer aldı. İddianamede Reyhanlı katliamının Muhabarat ile Acilciler’in ortak eylemi olduğu iddiası yer alıyor.
Muhabarat
ile birlikte çalışan ve Acilciler adını kullananların gerçek Acilciler ile
ilgisinin bulunmadığını defalarca açıklamıştık. Hemen herkes biliyor, yeniden
açıklamayalım.
Star
gazetesi sanıklardan Yusuf Nazik’in ifadesini ayrıntılı olarak yayımladı. Önce
aşağıdaki ifadeyi okuyun. Nereden alındığı yazının sonunda belirtilmektedir.
« Reyhanlı öncesi Esad’la 1 saat 45 dakika görüştü
Reyhanlı
katliamını Esad’ın akrabaları ile birlikte asıl planlayan kişi olan THKP-C
Acilciler örgütü lideri Mihraç Ural randevu aldı. Saldırının
organizatörlerinden Yusuf Nazik, Ocak ayının başlarında Beşar Esad’la
görüştürüldü. Yaklaşık 4 ay sonra ise Reyhanlı saldırısı oldu.
Bünyamin
Demirkan/İstanbul
Reyhanlı'da
5’i çocuk 52 kişinin hayatını kaybettiği 130 kişinin de yaralandığı saldırıyla
ilgili iddianamede, saldırıyı planlayanlardan halen Suriye’de saklanan firari
sanık Yusuf Nazik’in, Suriye istihbaratı El Muhaberat elemanlarınca Şam’da
Beşar Esad’la 1 saat 45 dakika görüştürüldüğü ortaya çıktı. İddianamede yer
alan bilgiye göre bu görüşmeden yaklaşık 4 ay sonra Nazik’in de içinde yer
aldığı El Muhaberat bağlantılı kişiler Reyhanlı’da 11 Mayıs günü katliam yaptı.
Ural ve El
Muhaberat planladı
İkisi
Suriyeli 30 sanıklı Reyhanlı saldırısı iddianamesinde, saldırının planlanması
ve gerçekleştirilmesiyle ilgili çarpıcı ayrıntılara yer verildi. Saldırının
firari sanıklardan THKP/C-Acilciler terör örgütü lideri Mihrac Ural tarafından
organize edildiği anlatılan iddianamede, eylem planlamasının Mihraç Ural ve
Suriye istihbaratı elemanı Ömer El Hatip ve kimliği tespit edilemeyen Suriye
istihbaratı mensubu Hacı kod adlı kişilerce yapıldığı belirtildi.
İlk
irtibat ‘Kaçakçı Nazik’le
Mihraç
Ural aracılığıyla, Suriye sınırında kaçakçılık yapan Yusuf Nazik ile
irtibat kurulduğu belirtilen iddianamede, Suriye uyruklu Antakya ile Suriye
arasında kaçakçılık yapan Ebu Cüneyt lakaplı Mohammad Dip Koralı’nın eylemi
gerçekleştirecek kişilerin belirlenmesi ve organizesinde görev aldığı ifade
edildi. Son olarak eylemin Türkiye ayağını yönetecek Nasır Eskiocak’la 2012
yılının son aylarında irtibata geçildiği belirtilirken, 2013 Ocak ayı başından
itibaren Yusuf Nazik ve Yusuf Büyükkasım’ın yaklaşık 1 ay Suriye’de kalarak
eylem talimatlarını aldıkları ifade edildi.
Esad’ın
akrabaları ile toplantı
Nasır
Eskiocak’ın daha sonra Mehmet Genç’i plana dahil ettiği, Eskiocak ve Genç’in
Suriye’ye geçerek Mihraç Ural, Hacı lakaplı El Muhaberatçı ile birlikte El
Muhaberat’ın Lazkiye’deki en üst yöneticisi ve Beşar Esad’ın akrabası olan
Hilal ve Semih Esad’la görüştükleri tespit edildi. Eylem planlamasının
yapıldığı dönemde, firari sanık Yusuf Nazik’in, Mihraç Ural aracılığıyla Suriye
Devlet Başkanı Beşşar Esad’la görüştürüldüğü tespit edildi.
Yusuf
Nazik Esad’a götürüldü
Yusuf
Nazik’in, Yusuf Büyükkasım’ı 2 Ocak 2003 günü Yayladağı Gümrük Kapısandan
Suriye’ye götürdüğü belirlenirken, iki sanığın burada El Muhaberat elemanları
ve Mihraç Ural’la görüştükleri, buralardaki kampları gezdikleri belirlendi. El
Muhaberat elamanlarıyla Nazik, Büyükkasım ve Mihraç Ural’ın bir arada oldukları
sırada Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la Yusuf Nazik’in görüşmeleri için
Mihraç Ural’ın telefonla randevu istediği belirlenirken, bu telefon
görüşmesinden 3-4 gün sonra saldırının planlamasında köprü görevi gören Yusuf
Nazik’in Beşar Esad’la 1 saat 45 dakika görüştüğü belirlendi.
Katiller
Konya ve Ankara'da 2 kez keşif yaptı
Reyhanlı'yı
vuran zanlıların bu saldırının ardından Konya ve Ankara’da da kanlı saldırılar
gerçekleştirmek için bir değil 2 kez keşif yaptıkları, ilk keşifi Yusuf
Nazik’in yaptığı belirlendi. Tutuklu şüpheli Nasır Eskiocak’ın itiraflarına
yansıyan bilgilere göre, Reyhanlı patlamasından yaklaşık 1.5-2 ay kadar önce
firari sanık Yusuf Nazik, Suriye’den gelerek Eskiocak’la birlikte önce Konya’ya
gitti. Mevlana Camii ve Kule City alışveriş merkezinde keşif yatıktan sonra
buradan Ankara’ya geçen Nazik ve Eskiocak, burada da Kocatepe Camii ve
altındaki alışveriş merkezinde keşif yapıp fotoğraf çekti.
Lazkiye
toplantı sonrası
Aynı gün
Ankara’dan Hatay’a dönen Yusuf Nazik ve Nasır Eskiocak, birkaç gün sonra
Suriye’ye giderek burada Ebu Ali ve Hacı kod adlı El Muhaberat elemanlarıyla
toplantı yapıp eylem talimatını aldı. Türkiye’ye dönen Eskiocak, Konya ve
Ankara’da ikinci keşifi Ahmet Mansuroğlu ve ve Yusuf Büyükkasım’a 900 lira
vererek yaptırdı. Patlamada kullanılan minibüsle Konya ve Ankara’ya giden iki
isim ayrıntılı keşif yaptı. Ancak zanlılar Reyhanlı saldırısı sonrası
yakalanınca El Muhaberat’ın Konya ve Ankara’yı vurma planı hayata geçirilemedi.
ESAD’IN ASKERLERİNİ
KAÇIRIP, EL MUHABERAT’IN GÖZÜNE GİRDİLER
Reyhanlı
saldırısını planlayan ve gerçekleştiren zanlıların, saldırıdan önce de Suriye
için çalıştıkları ve sınırda sıkışan Suriye Ordusu askerlerini, Türkiye’ye
kaçak yollarla sokarak daha sonra rejimin kontrolündeki bölgelere taşıdıkları
belirlendi.
Mihraç
Ural’la irtibatta olan Reyhanlı katilleri Yusuf Nazik ve Nasır Eskiocak’ın 2012
yılının son aylarında Suriye’deki muhaliflerin kontrolündeki bölgede savaşırken
sıkışan yaklaşık 500-600 kişilik rejim askerinin Reyhanlı’nın karşısındaki
Suriye topraklarından kaçak yollarla Reyhanlı kırsalına kaçırdıkları
belirlendi.
Esad’ın
askerlerini Harbiye, Antakya ve Samandağ’da sakladıkları belirlenen iki
sanığın, bu kişileri daha sonra Yayladağı ve Samandağ’ın dağlık kesiminden
kaçak yollarla Suriye’ye geçirildiği tespit edildi. Yusuf Nazik ve Nasır
Eskiocak’ın bu konudaki çalışmalarının El Muhaberat’a güven sağladığı ve
bombalı eylem için seçildikleri ifade ediliyor.
REYHANLI NEDEN HEDEF OLDU?
11 Mayıs
2013 günü gerçekleşen ve 52 kişinin hayatını kaybettiği hain saldırının nedeni
şöyle özetlendi: Suriye’deki iç savaş sırasında Suriye rejimine bağlı güvenlik
ve istibahrat birimleriyle birlikte hareket eden THKP-C Acilciler terör örgütü
yöneticisi Mihraç Ural’ın savaştan kaçan Suriyeli muhaliflerin ülkemizde
barınması, onlara sahip çıkılması sebebiyle ülkemizi hedef alan terör saldırısı
planlandı. Bunun için Suriye rejimi kontrolündeki bölge ile Hatay arasında
kaçakçılık yapan şahıslar kullanıldı. »
İfadede
bilinenler ifade ediliyor, belki biraz daha ayrıntılı olarak...
Polis
ifadesinden cümle cümle sonuç çıkarmaya kalkmayacağım. Bu tür aptallıkları
–biliyoruz- Lazkiyeli Muhabaratçı yapar.
İfadede
dikkat çekici bir bölüm var:
Sanık,
sınıra yakın bölgede sıkışan bir bölüm Suriye ordusu askerini Hatay’a
geçirdiklerini, burada barındırdıklarını, sonra yeniden Suriye’ye soktuklarını
anlatıyor.
Kaç asker
konusuna takılmayın. 500-600 kişi çok kere ülkeye sokulup saklanılan ve geri
götürülen toplam sayı da olabilir, farklı bir sayı da olabilir.
Önemli
olan şudur: Suriye’deki savaşta Özgür Suriye Ordusu ve El Nusra Türkiye’yi arka
cephe olarak kullanmaktadır. Hükûmetin bunu sağladığı biliniyor. İfadeden
öğrendiğimize göre, aynı işi Suriye ordusu da yapıyormuş.
Muhabarat
Acilcileri Suriye ordusunda sıkışık durumda olan askerleri ülkeye sokuyor,
gizliyor ve uygun bir zamanda yeniden Suriye’ye sokuyormuş.
Yıllardan
beri yaptığımız bütün uyarılara rağmen Acilciler adını kullanmakta ısrar eden
bu Muhabarat sürüsünün Beşinci Kol gibi örgütlendiği açık olarak görülüyor.
Beş yıldan
beri bu kesimin gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için yürüttüğümüz ve başarı
kazanan faaliyetin büyük önemi burada bir kere daha ortaya çıkıyor.
Amaçları,
Acilciler adını kullanarak Türkiye devrimci hareketi içinde örgütlenmekti.
Engelledik, kimseden yüz bulamadılar. Başarılı olabilselerdi, devrimci hareketle
biraz olsun ilişki kurabilselerdi, Beşinci Kol faaliyetine onları da –en
azından isim olarak- ortak edeceklerdi.
Reyhanlı
katliamı, Acilciler adını kullanan Muhabaratçıların Türkiye’yi geri cephe
olarak kullanmaları çerçevesinde düşünülmelidir.
Reyhanlı
katliamından birkaç gün öncesine kadar Lazkiyeli Muhabaratçı, Acilciler adına
basın bildirileri yayımlıyor, Hatay halkını Suriye’den kaçan ve Türkiye’ye
sığınan insanlara karşı harekete geçmeye çağırıyordu. Bu çağrıları da cephe
gerisi faaliyeti çerçevesinde düşünmek gerekir. Reyhanlı katliamı da bu çerçeve
içindedir.
Lazkiyeli
Muhabaratçı fena sıkıştığı için, “Acilciler 20 yıldır yoktur” demeye başladı.
Beş yıldan beri aynısını biz söylerken tersini iddia eden, adamlarına “Biz
Acilciler” başlıklı bildiri yayımlatan kendisi değil miydi?
Reyhanlı
katliamı üzerine kaldı!
Panik
içinde bilinen numarasını tekrarlıyor ve aklınca her şeyi inkâr ediyor. Bu
panik bile kendisinin Reyhanlı katliamının asli failleri arasında olduğunu
gösteriyor.
Ali Çakmaklı,
Müntecep Kesici, Hanna Maptunoğlu, Zihni Alan, Gökhan Saçın’a (bunlar
öldürülmelerinde doğrudan rol aldıkları, dolaylı rol aldıklarını da sayarsak en
başta Nebil Rahuma’yı da eklemek gerekir); bu yoldaşlara Reyhanlı’da katledilen
52 kişi de eklendi.
Kırmızı
bültenle aranıyor ve hakkında 52 kere müebbet isteniyormuş. Az bile!..
29 Ekim 2013
*